Tarih: 10.04.2021 21:06

Bir 3 Yeni Maymun Hikayesi

Facebook Twitter Linked-in

                                       

                                    

                                                                        

Bir 3 Yeni Maymun Hikayesi 

 

Bir kafesin içerisinde ortaya bir merdiven koyup , kafesin tepesine de bir muz asmışlar. Kafesin dışında da bir yere bir itfaiye hortumu bağlamışlar. Sonra da içeriye 3 tane maymunlar koymuşlar , maymunlar kafesin içerisine girer girmez merdivene çıkıp muza uzanmak isterken , dışarıdan itfaiye hortumu ile basınçlı su fışkırtarak maymunları ıslatmışlar.

Maymunlar bir iki defa denemiş , her seferinde aynı şey olunca artık birbirlerini dövmeye ve engellemeye başlamışlar , sonunda hepsi pes etmişler ve kafesin kenarında oturmaya başlamışlar.

Sonra kafesin içindeki bir maymunu alıp içeriye yeni bir maymun koymuşlar , oda kafesin içerisine girer girmez merdivene doğru koşarken, kafesin içindeki eski iki maymun , o yeni maymunu döverek engellemiş.

Daha sonra kafesin içindeki eski maymunlardan birini daha alıp içeriye yeni bir maymun daha koymuşlar. O da kafesin içerisine girer girmez merdivene doğru koşarken , kafesteki basınçlı su ile ıslatılan eski maymun ile kafesin tepesindeki muzu almak isterken diğer maymunlar tarafından dövülerek engellenmiş ve hiç su ile ıslatılmamış olan diğer maymun tarafından dövülerek engellenmiş.

Sonunda kafesteki sonuncu eski maymunu da alıp yerine yeni bir maymun daha koymuşlar. O da kafesin içerisine girer girmez merdivene doğru koşarken , kafesin tepesinde ki muzu almak isterken dövülerek engellenen ve hiç su ile ıslatılmamış olan diğer maymunlar tarafından dövülerek engellenmiş.

En sonunda 3 yeni maymun kafesin kenarında oturmaya başlamışlar. Hiç biri merdivene çıkıp muzu almaya çalışmamışlar. Ama muzun neden alınmayacağını , muzu almaya çalışırken su ile ıslatılacaklarını ve birbirlerini neden döverek engellediklerini yada neden dayak yiyerek engellendiklerini bilmeden , kafesin kenarında oturmaya devam etmişler.

Uzun sözü kısası ise bu hikaye  " Böyle gelmiş , böyle gidermiş" sözünü anlatan güzel bir örnek dir.

Yine bu hikaye , Descartes'in " Sorguluyorum öyleyse düşünüyorum . Düşünüyorsam öyleyse varım" önermesinde belirttiği , "Bilimsel Düşüncenin" önemini de farklı bir yönden göstermektedir.

Einstein "İnsanların ön yargılarını değiştirmek , bir atomu parçalamaktan daha zordur" sözünde olduğu gibi , bir programımda bahsettiğim "Annelerin Çocuklarına Kundaktan İtibaren Kitap Okumalarının Gerektiği" ile ilgili olarak bir arkadaşım arayarak , "Güzel anlatıyorsun , ama kundaktaki çocuk kitap okunmasından ne anlayacak , onun yerine ninniler okunması yeterli değil mi yada daha doğru degil mi?" diye sormuştu.

Ben de kendisine "Bir anne kaç tane ninni okuyabilir , yada hadi internetten girdi kaç tane öğrenebilir de çocuğuna okuyabilir. Ayrıca anneler aynı şeyleri okursa çocukların beyinlerindeki yeni kilitli kapılar açılmaz ve bir arabanın olduğu yerde patinaj yapması gibi bir durum olur" diye söyledim. Ayrıca "O yüzden anneler sürekli yeni kitaplar okumalı. Çünkü  gelişmiş ülkelerin çocukları  0-3 yaş arası 45 milyon kelime duyuyorlar , öğreniyorlar. O sebeple de aynı şeyleri değil , yeni kitaplardan okunmalıdır " olarak da sözlerime devam ettim.

Bununla beraber de Kundak ta ki çocuğun okunanı anlaması ile ilgili de yine Mevlana'nın  "Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin" sözü ile birlikte de Kur'an da ise  "Allah daha henüz anne karnında bir cenin halinde iken , insanın yüzünü elleri ile yaparmış" olarak da bahsedildiğini hatırlattım.

Ayrıca Beyin Cerrahı Prof.Dr.İsmail Hakkı Aydın  "Beyin Sizsiniz" kitaplarında , "Beyin matematikle çalışan bir bilgisayardır. Akıl yazılım , zeka ise işletim sistemidir" diye anlatmakta ve  "Çocukların beyinleri duydukları her kelimeleri beyinlerinin hafızalarına alır ve bir gün zamanı geldiğinde ise onu çocuğun aklına getirir" şeklinde açıklamaktadır.

Bu yüzden çocuklar deyince ben biraz duygusallaşıyorum . Çünkü onlar " Allahın birer mucizeleridir , çocuklara el uzatmak , Allahın size uzanan elidir. Çocuklara ulaşmak Allaha ulaşmaktır , Çocukları güldüreni de Allah da daima güldürürmüş" diye ne güzel belirtilmektedir. Bu sebeple de çocuklara yapılan her türlü yardımın kutsal olduğunu düşünmekteyim.

Bundan ötürüde , özellikle annelerimizden rica ediyoruz. Kundaktan itibaren çocuklarınıza lütfen kitaplar okuyunuz. İnsanın beyin hücreleri birbirine geçmiş kilitli kapılardan oluşmaktadır. Yine Kur'an da " Bir kapı kapanırsa Allah yeni bir kapı açarmış" olarak bahsedilmektedir. Bu sebeple de çocuklar her yeni kelime duyduğunda , öğrendiğinde beyin hücrelerinin yeni kapıları açılmaktadır.

Mevlana ise "Sebepleri öğrenmek isteyerek çaresizlikle çaldım kapıyı. Kapı açıldı ve gördüm ki, aslında içeriden açılmaktaymışım" sözüyle de bunu böyle güzel bir şekilde belirtmektedir.

Bütün bunlara ilave olarak da Pisa Testlerinde "Okuduğunu Anlamada" gelişmiş ülkelerin çocuklarının ilk 10 sırada , gelişmekte olan yada gelişmemiş olan ülkelerin çocuklarınında bunların altında olması da belki de bu şekilde mi izah edilebilir? Bu konulara birer örnek olarak da , "Matrix" ve "Lucy" filmleri de izlenebilir. 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —