Belediye imar düzenlemesi yapsa vatandaşlarla esnaflar karşı karşıya gelmese güzel olmazmı?

Belediye imar düzenlemesi yapsa vatandaşlarla esnaflar karşı karşıya gelmese güzel olmazmı?

Dereboyu halkındır ve halkın olarak kalmalıdır. Öylede değilmi?

 

Uluderenin tarihi özelliği ne olabilir ki?

Uluderemiz ülkemizdeki şehrin içinden geçen sayılı derelerimizden biridir. Ayrıca ismi de Türklerin simgelerindendir. Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencilerinden Anadolu'da tek olarak ilçemizde kurulan 7'ler Grubu yani Ak Saçlılar Grubundan biri olan Eren Dede’nin ismini verdiği ve Türbesinin olduğu ve adı gibi Ulu olan bir deredir. 

Bizlerde Eren Dede Hazretlerimize ruhani, vicdani ve tarihi sorumluluğumuzu naçizane olarak yerine getirmek üzere Türk Pusat Geleneğine göre Kur'an ve Şanlı Türk Bayrağımızı eski Bayraktepe muhtarı Kamil Karip' e teslim etmiştik.

Uluderenin çevre düzenlemesi nasıl olabilirdi ki?

Ayrıca Uludere ile ilgili düzenlemeyi ilk olarak gündeme getirenlerden biride bizlerdik. Bunu gazetesehirvizyon.com adlı internet gazetemizde “Ali İnci’nin Farkı Neydi? Başlıklı yazımızda dile getirmiştik. Yazımızdan aldığımız alıntıyla bu konuyu tekrar sizlere sunuyoruz;

“Uludere çayının ıslah edilmesi ile ilgili olarak da bir şeyler anlatmak istiyoruz. Şöyle ki ; Yük.İnş.Müh.Abimiz Sakarya Büyükşehir Belediyesinde çalışırken, çark deresinin ıslah edilmesi projesini yapmıştı. Bizlerde aynısını Uludere’de de yapabiliriz diye düşünmüştük. Sn.Şenay Sakal ile görüştük. Sn.Ali İnci’ye iletmiş. O da o zamanki Fen İşleri Müdürü Sn.Selami Uludağ beyle görüşsünler demiş. Abimizle ve Sn.Selami Uludağ beyle birlikte Uludere çayında ki cenaze köprüsü civarına geldik.

Abimiz toplamda 50 metre olacak şekilde dere kenarlarından sağlı sollu kamulaştırma yapılarak, köprübaşından roman mahallesine kadar olan alanda içinde kayıkların ve motorlu teknelerin yüzebileceği bir akar göl yapılmasını önerdi. Akşam da geç olmuştu gidiyorduk. Selami bey “Ali İnci’ye haber vereyim” dedi. Başkan mühendisler geldiğinde haberim olsun demiş. 

Aradı. Sn.Ali İnci Dikmendeymiş hemen geliyorum dedi. Ali İnci bu 25 dakikada geldi. Kabul ettiremedik önerimizi. Oda kendi bildiğini yani şu anki durumu yaptı. Ama dinledi. İşte Sn.Ali İnci’nin farkı bu değilmi? İşte Sn.Senay Sakal, Sn.Selami Uludağ ve Sn.Ali İnci daha sağ”

Neden yıllardır ihmal edildi ki?

Evet bu şekildeydi. Burada o zamanki belediye başkanı Sn.Ali İnci bu durumun tam olarak farkında olamamıştı diye düşünmekteyiz. Kamulaştırma ile birlikte Uluderemiz bir iş, ticaret, sosyal, kültürel, sanatsal, gezi ve sportif alanları içeren bir yer olabilecekti. Ama olmadı. Şu andaki durum oldu.

Neredeyse iki yıl önceki gazetesehirvizyon.com adlı internet gazetemizde yazdığımız “Halkın mı dediği olur? Yoksa dereboyu beylerinin mi? adlı yazımızdan da bir alıntıyla konumuza devam ediyoruz. O da şöyleydi;

“Fakat şu anda insanlar oturmasınlar diye banklar kaldırılmış. İnsanlar altında serinlemesin diye ağaçlar telefon direği gibi budanmış. Eskiden kuşlar vardı. Cıvıl cıvıl kuş sesleri ovalara yayılır şarkısında olduğu gibi tüm dereboyunda yayılıyordu. Ancak bunlar bir bir yok oldu. Neden yok oldu? Birileri gelip bir şeyler yapıyormuş. Birileri gelip bir şeyler içiyormuş diye. Bizler çok doğru olduğunu düşünmüyoruz. 

Ama belki doğruda olabilir. Fakat birkaç kişi böyle yapıyor diye buraların halkın kullanımına neredeyse kapatılması da ne kadar doğru ki? Varsa böyle şeyler emniyet güçlerimiz var. Zabıta görevlilerimiz var. Bunlar gereğini yaparlar. Bir dahada böyle şeyler olmazdı. Ayrıca birkaç kişi yüzünden yüzbinlerce insanlarımızı bunlardan mahrum bırakmak da ne derece hakkaniyetli bir şey ki?

Yada başka şeyler mi var acaba? Bilemiyoruz? Dereboyunda oturanlar böyle kalabalıklardan mı hoşlanmıyor? İnsanların banklarda oturmasını mı istemiyor? İnsanların spor, yürüyüş yada gezi yapmasından mı hoşlanmıyor bilemiyoruz? İnsanlar olduğunda balkonlarında çaymı içemiyorlar? İnsanlar olduğunda bahçelerinde mi oturamıyorlar? Bilemiyoruz? 

Yada ağaçlar dallı budaklı olduğunda evlerinin camlarından veya balkonlarından yada bahçelerinde otururken dereyemi göremiyorlar? Yada ağaçlar dallı budaklı olunca kuş seslerinden mi rahatsız oluyorlar? Bilemiyoruz?

Derenin aşağı kısımlarında olan açık hava meyhanesini yıllardır kapatmamak acaba bunun için mi? Yani halkımızın, ailece, çoluk çocuk insanlarımızın dereboyuna gelebilmesini önlemek için mi bu açık hava meyhanesi yıllardır kapatılmıyor?

Acaba bunun içinmi dereboyunda böyle efsaneler yayılmasına baka kalınıyor? Yani dereboyunda şunlar var bunlar var? Dereboyunda şöyle oluyor böyle oluyor? O yüzden bankları kaldırdık. O yüzden ağaçları telefon direği gibi budadık diyorlar. Bilemiyoruz?

Ama dereboyumuz halkımızın değilmi? Yoksa orası Miami yada Florida sahili gibi evlerinden çıkıp sahilde yürüyüş yaptıkları şahıslara ait bir yermi? Evet bizlerde buradan soruyoruz yine böyle gelmiş böyle gidermi olacak? Yada “Halkın mı dediği olacak? Yoksa Dereboyu beylerinin mi dediği olacak? ”

Bu pilav neden daha çok su kaldırır ki?

Evet bu yazımızda böyleydi. Ama “bu pilav daha çok su kaldırır” sözü uyarınca bir şeyler daha söylemek istedik. Oda şöyledir; 

Uludere’de oturma banklarının ve çöp kovalarının kaldırılması, HGM’nin başka bir kuruma devredilmesiyle birlikte Çocuk eğlence parkı ve kafeteryada kapatılmıştı. Sonradan kitap okuma yeri olmuştu. Önündeki köprü üzerindeki restoranda yıkılmıştı. Dere içi temizliği yıllardır yapılmamıştı. İnsanlar altında sanki serinlemesin ve sanki kuşlar dallarında yuva yapmasın diye ağaçlar telefon direği gibi budanmıştı. 

Yani tabir yerindeyse Dereboyuna halkın gelmemesi için sanki neredeyse her şey yapılmıştı. Bizlerde 3 yıldır konuşuyoruz ve yazıyoruzda ne oldu ki? Hiçbir şey olmadı. Duvara konuştuk yada suya yazdık sanki. Çünkü kulaklar sağır, gözler kör, dillerse neredeyse dilsiz olmuştu. 

Hatta Uluderede ağaçlar telefon direği gibi budanmasın, insanlar altında gölgede otursun. Kuşlar yuva yapsın diye söylüyorduk yazıyorduk. Hemen yok sen belediye başkanına karşısın diyorlardı. Ya konu Uludere diyoruz. Yok sen ona karşısın diyorlardı. Ne dersek böyle diyorlardı. Dereboyu beyleride “ Buraya kimseyi çağırma, buraya kimseyi davet etme. Burası bizim mahalle herkes kendi mahallesine gitsin. Senin başka işin yokmu?” diyorlardı. Bazen hakaret bazende tehditler bile yapıyorlardı. 

Belediye neler yaptı ki?

Sonra yeni belediye yönetimi geldiler. Oturma bankları ve çöp kovaları koyuldu. Ancak yeterli değil. Çünkü HGM önünden köprübaşına kadar olan kısımlarda hala bunlar yok. Bekliyoruz. Olmazsa halkımızla birlikte olana kadar canlı yayınlarımızla orada olacağız. Konuyu takip ediyoruz ve sabırla bekliyoruz.

Ayrıca yıllardır yapılmayan dere içi temizliği yapıldı. Uludere suyu pınar suyu gibi oldu. Etrafında 2 tane kafeterya ve 1 adette seyyar çay ocağı açıldı. Sokak lambaları koyuldu. Artık aileler, kadınlar ve genç kızlar korkmadan gezmeye ve bir bardak çay yada kahve içmeye gelebilecekler. 

Uludere her gün gece ve gündüz cıvıl cıvıl. Gündüzleri kuş sesleride olmaya başladı. Daha çok insanlar yürüyüş ve spor yapmaya gelmeyede başladılar. Bu yüzden başta Belediye Başkanı Sn. İrfan Püsküllü ve canla başla çalışan belediye çalışanlarımız olmak üzere tüm bunları yapanlara halkımız adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Fakat Uludere böyle güzelleşirken başka şeyleride konuşmak gerekmiyormu? Yada daha başka neleri konuşmalıyız ki? Şöyleki;

 

Belediye daha başka neler yapabilir ki?

Birgün dereboyunda aracımızla park ettik. Etrafı seyrediyorduk. Daha önceden iş hayatından tanıdığımız biri aracıyla arka tarafımıza park etmeye çalışıyordu. Bizlerde selam verdik. Acele etmeyin hemen çıkıyoruz dedik. Onlarda villa inşaatımız var kontrole geldik dediler. Şöyle bir baktık ve çok üzüldük. Dereboyuna hemde yolun hemen kıyısına böyle müstakil evler yada villalar nasıl yapılır diye düşündük.

Yani klasik olarak yoldan 3 m geriye çekilme olacak. O kadar. Peki sonra ne olacak? Orada işyerleri, mağazalar, kafeteryalar, kültürel ve sosyal alanlar olduğunda ne olacak? Ne olacak ki? Hemen yine başlayacaklar. Yok ses çok. Yok gürültü var. Yok bu kadar insanları buraya yığmanın ne anlamı var? Balkonumuzda çay içemeyecek miyiz? Misafirlerimizle çay partileri yapamayacak mıyız? gibi şikayetler yapanlar olacak. Sonrada burada şöyle oluyor böyle oluyor diye efsaneler üretenler olacak. Bu şekilde halkın dereboyuna gelmesini önlemeye çalışanlarda olacak. Öylede değilmi?

Bizlerde Dereboyu ilçenin merkezinde olan bir yerdir diyoruz. Ayrıca Uludere halkındır diyoruz. Halkın nefes aldığı merkezdeki tek yerlerden biridir diyoruz. Halkın bu kadar yoğun olduğu yerlerde yolun hemen kıyısında böyle müstakil binalar yapılmasına nasıl izin veriliyor diye soruyoruz? Böyle yerlerde halkın ihtiyaçlarına uygun olan işyerleri, mağazalar, kafeteryalar, sosyal, kültürel, sanatsal, gezi ve sportif alanlara uygun yerler yapılması sağlanmalıdır diyoruz. Bu konuyla ilgili olabilecek kanunuda bilgilerinize sunuyoruz.

3621 Sayılı kıyı Kanunu; 

Bu Kanun, deniz, tabiî ve sunî göl ve akarsu kıyıları ile bu yerlerin etkisinde olan ve devamı niteliğinde bulunan sahil şeritlerinin doğal ve kültürel özelliklerini gözeterek koruma ve toplum yararlanmasına açık, kamu yararına kullanma esaslarını tespit etmek amacıyla düzenlenmiştir. Yönetmeliğe istinaden; “İmar Planları hazırlanırken, kadastro sınırlarından itibaren Dere Yapı Yaklaşma Sınırı olarak “100 metrelik yapı yaklaşma mesafesi bırakılır".

Sözün özü bizlerde olanlar olmuştur diyoruz. Ancak bundan sonra yapılacak yeni yapılaşmalarda; Yoldan 3 m çekme dışında daha başka şeylerde yapılsa nasıl olur diyoruz? Mesela müstakil evler yerine alt katı dükkanlar olacak şekilde yapılaşmalar için düzenleme yapılsa güzel olmazmı? Yoldan 3 metre çekme yerine önünde araçlarını park edecek mesafelerde bırakılsa daha güzel olmazmı? Ayrıca bu şekilde Belediye yeni imar düzenlemesi yapsa vatandaşlarla esnaflar karşı karşıya gelmese daha da güzel olmazmı diyoruz? Tabiki gereğini de yetkililerin takdirlerine sunuyoruz… 

Saygılarımızla

Arş.Yaz.Mak.Yük.Müh.Kayhan Şafak

 

 



HENDEK İNANÇ VE KÜLTÜR YOLU GEZİSİ BAŞLIYOR

Nene Hatunlu 40 Kız Öğrenciden anlamlı ziyaret

Belediye imar düzenlemesi yapsa vatandaşlarla esnaflar karşı karşıya gelmese güzel olmazmı?

“Önemli olan birlikte üzüm yiyebilmek olmalı bağcıyı dövmek değil” Fatih Enes İlkay

Konya'ya 4 milyon Hendeğe kaç kişi gelebilir ki?

Kayhan Şafak’tan masallar “Kendini beğenenler ile sağ kulağının üstüne yatanlar"

Kayhan Şafak’tan masallar “Kaybedenler"

Kayhan Şafak'tan masallar; “Bilgin dağın arkasını nasıl görmüş”

Kayhan Şafak’tan masallar “Bir dikili ağacı olmayanlar"

Kayhan Şafak’tan masallar; "Kendini en akıllı sananlar"

Kayhan Şafak’tan masallar “Dolap yapan marangozlar"

Sn.Turgut Babaoğlu aktif siyasete dönse nasıl olur?

Sn.Turgut Babaoğlu'nun farkı neydi?

Çocuklar Tiyatroya doyacaklar

Gençler köprü altlarında olmamalı?

Boşuna Yaparsa İrfan Başkan yapar işte böyle yapar demiyoruz diyoruz...

Halk neden Turgut Babaoğlu'nu mumla arayacaksınız diyor?

Sadece kendi mahallenizin kadınları için mi mücadele edeceksiniz?

Yenimahalle pazarı kapanıyor. Muhalefet kukuma kuşu gibi oturuyor demekmi lazım? Yada ne demek lazım?

'Yenimahalle Pazarı Kapanmasın Anneler Ağlamasın' Sanatçı ve Gazeteci Sevgi Işıklar

Belediye kanunda hepsi var. Peki bütçede de varmı?

Neden hep Reşit sen söyle sen işit gibi oluyoruz?

"Gençlerimiz elimizden bir yıldız gibi kayıp gidiyor." Yaşar Gevher

Belediye kanununda var. Peki neden hiç gündem olmuyor?

Halktan aldık haberi

“O zamanlarda yeterince sözümüzü geçiremedik” Hüdaverdi Bahadır

"Kadınların ekonomik güçlerinin arttırılmasına yönelik işler yapacağım" Setenay Halis

"Kadınlar inandıkları yolda iradeyle ve sabırla gitmelidir" Emine Kavakçı Tosun

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun" Sevgi Işıklar

Kırk Kızlar Türbesi neden kaderine terk ediliyor?

Yükleniyor